İşinizde gerçekten kendinizi iyi hissettiğiniz bir günü hatırlayın. Kendinizi neşeli, enerjik ve tüm yorgunluğa rağmen mutlu hissediyorsunuz. Bütün gün görevler arasında koşturmaktan yorulup, yapmanız gereken işler son anda yetiştiğinde bile sadece yaptığınız işi sevdiğiniz için deneyimlediğiniz, günün sonunda oluşan heyecan ve anlam duygusunu çoğumuz yaşamıştır.
Mutluluk ve kendini iyi hissetme hali (wellbeing) aynı kavramlar mı?
Wellbeing direkt olarak İngilizce’den Türkçeye çevrildiğinde esenlik olarak tanımlanabilir ancak bütünsel bir açıdan bakıldığında beden, ruh ve zihnin birbiri ile dengede ve uyumlu tutan yaşam biçimi olarak tanımlamak daha doğru olur. Wellbeing bir açıdan da sağlık, mutluluk ve refah hislerinin bir arada dengede olmasıdır.
Mutluluk ise daha kişisel ve anlık bir durum, bir olaya verdiğimiz tepki sonucunda oluşabilecek bir duygu. Canımız çektiğinde kahve içmek, tatlı yemek, yöneticiden gelen takdir veya aylık prim bizi o an mutlu eder, fakat etkisi çok uzun sürmez. Bütünsel bir açıdan dengede olmak, iyi hissetmek ise daha kompleks ve farklı etkenlerden oluşan, içinde anlam, amaç duygusunu, ilişkileri, hedefleri, pozitif duyguları barındıran bir kavram (Helliwell et al., 2015). Kendimizi iyi ve huzurlu hissetmemiz aynı anda fiziksel, sosyal ve psikolojik faktörlere bağlıdır. Bunlar birbirini tamamladığı gibi, birinin bile eksik olması dengeyi ve bütünü bozar (Cahill et al., 2019). Bu etkenleri üçayaklı bir sandalye gibi düşünebiliriz, bir ayağı kesildiği zaman sandalye devrilir. Örneğin uykusuzluk ruhsal sağlığımızı etkileyip huzursuzluğa yol açtığı gibi bilişsel performansımızı, karar verme yetilerimizi de etkiler.
Bütünsel dengenin fiziksel boyutunda beslenme, uyku ve spor yer alır. Sosyal boyutu çevremiz, gördüğümüz sosyal destek, ailemiz ve arkadaşlarımızdan oluşur. Psikolojik dalında ise stresle başa çıkma yöntemlerimiz, zorluklara karşı tutumumuz, bulduğumuz anlam, hedeflerimiz ve bunları gerçekleştirmek için izlediğimiz yollar vardır. Her bir boyuta ne kadar yatırım yaparsak, bir o kadar da sağlık ve mutluluğumuzu güçlendiririz.
İyi hissetme ya da bütünsel denge hali çevremizdeki insanlarla ilişkilerden, iş yerindeki verimimize ve genel enerjimize kadar tüm yaşamımızı etkiler. Bu açıdan baktığımızda bütünsel denge durumu bir taraftan da dirayetimizi zorluklar karşısında güçlendiren bir etkendir. Depresyon, kaygı ve tükenmişlik sendromu gibi sorunlardan korur.
Bütünsel Dengenin Havacılıktaki Önemi
İş yerinde ve sosyal hayatta karşılaştığımız stres durumları iş performansımızı büyük oranda etkiliyor. Bu durum emniyet ve güvenliğin kritik olduğu vardiyalı, evden uzak ve belirsiz bir rutinde çalışan uçucu ekipler, özellikle pilotlar için daha da büyük bir rol oynayabiliyor. Dublin Trinity Üniversitesi tarafından 1,500 pilot üzerinde yapılan araştırmaya göre, iş kaynaklı stresin en büyük etkenleri belirsiz saatlerde çalışmak (%70.2) ve arkadaşlar/aile ile çalışma saatlerinin uyumsuzluğundan dolayı görüşememekten dolayı kaynaklandığını gösteriyor (%57.5). Pilotluğun yol açtığı sağlığı etkileyen en büyük nedenler ise çoğunluğa göre uyku sorunları (78.2%), kas sistemi sorunları (71.6%) ve sindirim sistemi sorunları (53.8%) olarak kendini gösteriyor. Pilotların çoğunluğu ise tüm iş kaynaklı oluşan stres ve sorunların uçuş emniyet ve güvenliğini olumsuz etkileyebileceğini belirtiyorlar (60.4%) (Cahill et al., 2019).
Araştırmaya göre ayrıca, kokpit ekibinin büyük bir kısmı stresten dolayı hatalar yapsa da yaptığı hataları fark edip kendi düzeltiyor ya da bu konuda ekip arkadaşına güveniyor. Katılımcı pilotları farklı başa çıkma yöntemleri ve dirayet seviyelerine göre altı farklı gruba ayıran araştırmacılar, en yoğun grubun dirayeti yüksek ve hatalarını görüp düzelten grup olduğunu vurguluyorlar. Yapılan bu çalışma bir yandan da karakterisitik olarak 'pilot kişiliğinin' zorluklarla baş edebilen yapısını vurguluyor (Cahill et al., 2019).
Pilotlarda iş yükünün getirdiği olumsuzluklar arasında yer alan izolasyon duygusu, uykusuzluk, dengesiz beslenme ve anti-sosyal çalışma saatleri karar verme, durumsal farkındalık ve olaylara tepki verme süresi gibi kokpit için gerekli temel bilişsel özellikleri etkileyebilir. Bu durumda işimizi ne kadar sevdiğimiz, mutluluk ve çalışma şartları gibi birçok farklı faktör devreye girse de önemli olan optimal performansın beklendiği ve yüksek baskının standart olduğu havacılıkta bu risk, baskı ve çalışma şartlarıyla kırılma noktasına gelmeden nasıl doğru başa çıkılması gerektiği.
Bilgi Edinmek, Yetkinlik Geliştirmek ve Tutumu Değiştirmek
Tüm bu stresler ve oluşabilecek olumsuzluklarla başa çıkmak için yüksek risk endüstrisi eğitimlerinde de kullanılan “bilgi edin, yetkinlik geliştir ve tutumunu değiştir" ilkesiyle ilerlemek faydalı olabilir.
İşten dolayı oluşan streslerle başa çıkmak için sosyal hayatta başa çıkma yöntemleri geliştirmek, fiziksel, mental ve sosyal kaynaklarımızı yenilemek önemli. Örneğin sağlıklı beslenme, düzenli olarak 7-8 saat arası uyku, düzenli spor, eş, aile ve arkadaşların manevi desteği ve doğa yürüyüşü, tenis tarzı hobiler edinmek gibi.
Tüm bu dış etken ve aktivitelerin yanında bireysel ya da öz-farkındalık geliştirmek, yani ne hissettiğimizin farkında olmamız, kendimizi değerlendirebilmemiz faydalı olabilir. Pilotluk ya da kabin memurluğu gibi meslekler görev yoğunluğundan dolayı zaman, mekan gibi kavramların karışmasına yol açıp ve oluşan yorgunluğun fark edilmesini de engelleyebilir. Özellikle yoğun uçuş ayları ve uzun yatılardan sonra sık görülen ‘tatil hastalığı’ (leisure sickness), eve dönen uçucu ekiplerde bir anda hasta olmakla kendini gösterir. Stresle başa çıkma, yorgunluk, uykusuzluk ya da destek ihtiyacımızı değerlendirmek açısından kendimize soracağımız aşağıdaki sorular farkındalığımızı artırabildiği gibi, hızlı önlem alıp bütünsel sağlığımızı korumamızı sağlar.
Kendimi nasıl hissediyorum?
Bulunduğum durumla nasıl başa çıkıyorum?
Bu durumla ilgili (önümüzdeki günlerde, hafta ve aylarda) ne yapabilirim?
Bulunduğum durumdan neler öğrenebilirim ve bana katkıları neler?
Bütünsel dengemizi geliştirmek için uygulayabileceğimiz diğer yöntemler arasında;
Sağlıklı beslenme: Özellikle kabin memurluğu gibi sürekli olarak enerji sarf eden kişilerin ve kokpitte bilişsel olarak efor harcayan pilotların hem görev sırasında hem de çalışma zamanı dışındaki zamanlarında beslenmelerine dikkat etmeleri önemli.
Spor: Düzenli olarak spor yapmak, hareket etmek zihin ve bedeni zinde tuttuğu gibi uzun sure oturmayı gerektiren görevlerde ve bedenin değişik saatlere alışması gerektiği zamanlarda da adapte olmasını sağlar. (Uçuş sırasında yapılabilecek basit egzersizler gibi).
Uyku: Düzenli olarak 7-8 saat arasında uyumak da mental olarak daha iyi odaklanıp, hızlı karar verebilmemizi etkilediği gibi fiziksel olarak daha enerjik olmamızı sağlar.
Sosyal destek: Aile, es, çocuklar, arkadaşlarla göruşmek, ve evden uzaktayken whatsapp grupları, video ve telefon görüşmeleri yapmak çevremizden sosyal destek almamızı sağlar (Sosyal desteğin önemini vurgulayan bir video).
Hedefler: Kısa, orta ve uzun vadeli hedefler belirlemek hem işteki hem de hayattaki anlam duygusunu güçlendirir.
Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri: Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri ruhsal ve fiziksel olarak rahatlamamızı sağladığı gibi kaygı ve endişeyi azaltır. Ayrıca meditasyon ve yoganın daha iyi odaklanma, karar verme ve durumsal farkındalığı güçlendirdiği de spor psikolojisi araştırmalarında belirtiliyor (Rooks et al., 2017).
İş yerindeki stresi aile yaşamı, kişisel başa çıkma yöntemleri, finansal sorunları gibi daha birçok farklı kişisel özellik de etkileyebiliyor. Özellikle Covid-19 ile birlikte ruhsal olarak ve iş anlamında çoğu ekibi etkileyen bir konu da tekrar uzun bir aradan sonra ve olaylar henüz bu kadar belirsizken uçuşa geri dönmek. Bu noktada bütünsel sağlığı korumak daha da önemli hale geliyor. Bloomberg haberine göre, FAA son yılların en büyük kaza oranının karantina sonrası dönemde yaşandığını bildiriyor. Bu kazalar ciddi sorunlara yol açmasa da özellikle pist ihlali (runway incursion), anstabil yaklaşma (unstable approach) gibi durumlar en sık rastlananlar arasında. Bu hem süreçte oluşan maddi ve manevi kaygı, hem uzun sure uçamamaktan kaynaklanabiliyor.
Bütünsel sağlık ya da kendini iyi hissetme hali hayattaki anlam duygusunu güçlendirir ve bireysel dirayeti artırır. Havacılık en dirayetli kişilerin çalıştığı sektörlerden biri olarak bilinmesiyle birlikte, havacılık psikolojisinin önemi burada ortaya çıkıyor; bütünsel olarak kendini iyi hissetmenin geliştirilebilir olduğunu göz önünde bulundurup, kişinin kırılma noktasına gelmesini beklemeden önlem almanın hem uçuş emniyeti açısından hem de ekiplerin sağlığı açısından vurgulanması gerektiğini savunuyorum.
Referanslar:
Cahill, J., Cullen, P., & Gaynor, K. (2019). Pilot Wellbeing & Work Related Stress (Wrs). 20th International Symposium on Aviation Psychology, 43-48.
Cullen, P., Cahill, J. & Gaynor, K. (2020). Turbulent Times
Helliwell, John F., Richard Layard, and Jeffrey Sachs, eds. 2015. World Happiness Report 2015. New York: Sustainable Development Solutions Network.
Rooks, J.D., Morrison, A.B., Goolsarran, M. et al. “We Are Talking About Practice”: the Influence of Mindfulness vs. Relaxation Training on Athletes’ Attention and Well-Being over High-Demand Intervals. J Cogn Enhanc 1, 141–153 (2017). https://doi.org/10.1007/s41465-017-0016-5
Comments